Bank of America (BofA) son yayımladığı raporda, 2026 yılında dünya genelindeki yatırım fonlarının gelişen piyasalara yöneliminin artacağını ve Türkiye'nin bu durumdan büyük ölçüde yararlanacağına dair güçlü bir öngörüde bulundu. Dünya Gazetesi'nin aktardığına göre, BofA'nın Küresel Gelişen Piyasalar Sabit Getirili Strateji Başkanı David Hauner, bu eğilimin arkasındaki sebepleri detaylarıyla anlattı.
Piyasa Dinamikleri ve Dönüşüm Süreci
David Hauner'a göre, yatırımcıların ABD varlıklarından uzaklaşmasının temel sebeplerinden biri, zayıflayan doların etkisi. Bunun yanı sıra, merkez bankalarının faiz indirimleri gerçekleştirmeye ilgili alanlar açması ve gelişen ekonomilerin zorlu koşullara karşı gösterdiği dayanıklılık, yurtdışı yatırımcılar için gelişen pazar varlıklarının cazibesini artırıyor. Bu durum, daha fazla fonun gelişen piyasalara yönelmesine zemin hazırlamakta ve yatırımcıların dikkatini bu alanlara çekmektedir. Özellikle geleneksel yatırım alanlarından uzaklaşmak isteyen yatırımcılar, yeni fırsatlar arayışındalar ve bu da gelişen piyasaları ilginç kılan faktörlerden biri olarak görülmekte.
Öne Çıkan Ülkeler ve Ekonomik Büyüme Potansiyeli
BofA raporuna göre, yatırımcıların yabancı fon girişlerinden en çok yararlanacağı ülkeler arasında Brezilya, Meksika, Kolombiya, Türkiye ve Polonya yer alıyor. Bu ülkelerin, artan yabancı sermaye ile ekonomik durgunluktan çıkılması ve büyüme fırsatlarını değerlendirmesi bekleniyor. Türkiye'nin özellikle stratejik coğrafi konumu ve dinamik ekonomik yapısı, yabancı yatırımcıların ilgisini çeken unsurlar arasında. Ayrıca, Türkiye'nin genç nüfusu ve gelişen sanayi sektörü, yatırımcılar için cazip fırsatlar sunmaya devam ediyor. Diğer gelişen ülkeler de benzer şekilde, giderek artan uluslararası sermaye akışları ile ekonomik kalkınmalarını hızlandırmayı hedefliyor.
Asya Pazarındaki Durum
Raporun bir diğer önemli noktası ise Asya'daki yerel para cinsi tahvillerinin düşük faiz oranları nedeniyle yatırımcıların ilgisini sınırlı ölçüde çekebileceği gerçeği. Düşük faiz ortamı, tahvillere yönelecek yatırımların sınırlı kalmasına sebep oluyor. Bu durum, yatırımcıların daha yüksek getiri arayışında gelişen piyasalara yönelmesine neden oluyor. Asya'daki bazı pazarların ise, küresel boyutta gösterdiği ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklılığı, stratejik yatırımlar açısından dikkate değer bir unsurdur. Gelişen ülkeler için, bu tür olumsuz koşullara rağmen vadeli tahvil piyasalarının sürdürülmesi sağlıklı bir yol izlenebilirliği sağlayabilir.