Tarih: 25.11.2025 09:56

Ataşehir Belediyesi'nden kadın-erkek eşitliğine yönelik önemli adım

Facebook Twitter Linked-in

Ataşehir Belediyesi, kadınların kent yaşamından eşit, özgür ve güvenli biçimde yararlanabilmesi için önemli bir adım daha atarak Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR) tarafından hazırlanan "Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı"nı düzenlenen törenle imzaladı

Ataşehir Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında anlamlı bir adım attı. Toplumsal cinsiyet eşitliğini yerel yönetim anlayışının merkezine yerleştirmeyi hedefleyen Ataşehir Belediyesi, Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR) tarafından hazırlanan "Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı"nı Belediye Başkanlık Binası içerisinde gerçekleştirilen törenle imzaladı.

Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel'in ev sahipliğinde düzenlenen imza töreni sonrası, Ataşehir Belediyesi imzaladığı bu şartnameyle; kadınların karar alma süreçlerinde daha güçlü biçimde yer almasını, hizmetlere eşit erişimi ve kent yaşamında aktif bir role sahip olmasını destekleyen uluslararası bir belgeye resmen taraf oldu.

Törene; Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, eşi Elif Duygu Adıgüzel, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun, İl Kadın Kolu Başkan Yardımcısı Neşe Açık Tunca, CHP Ataşehir İlçe Başkanı Atakan Anıl Dizdaroğlu, İlçe Kadın Kolları Başkanı Hülya Çiçek ile İlçe Kadın Kolları Yönetimi, Belediye Meclis Üyeleri ve Ataşehir Kent Konseyi Kadın Meclisi Genel Sekreteri Gülsün Coşkun Yeter katıldı.

" Adil politikaları hayata geçirme kararlığının göstergesi"
Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, törende yaptığı konuşmada Ataşehir'in Türkiye'de Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı'nı imzalayan 88'inci belediye olmasının büyük bir önem taşıdığını söyledi. Bu adımın yalnızca bir imza değil, adil politikaları hayata geçirme kararlığının göstergesi olduğunu vurgulayan Başkan Adıgüzel, kadınların hayatın pek çok alanında hala adaletsizlikle karşılaştığını hatırlatarak, "Yerel yöneticiler olarak temenni dilemekten fazlasını yapmak zorundayız" dedi.

Ataşehir nüfusunun yarısından fazlasını kadınların oluşturduğunu belirten Başkan Onursal Adıgüzel, kadınların hizmetlere erişiminin ve karar alma süreçlerine katılımının kent yönetiminin temel bir unsuru olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Kadınlar hayatın her alanında hala eşitsizliklere maruz bırakılıp, birçok eşitsizlikle karşı karşıya kalıyorlar. Bu gerçeğin değişmesi ve bu eşitsizliklerin ortadan kalkması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kentin planlamasında kadınların desteği, kadınların aklı çok kıymetli. Bu çerçevede Kent Konseyimizle birlikte, onlardan aldığımız geri bildirimlerle iş birliği içerisinde ilerliyoruz. Ataşehir'i kadınlarla birlikte yönetmeyi, kentimizi planlamayı ve onların sorunlarına çözüm üretmeyi toplumsal bir sorumluluk olarak görüyoruz."

Kadın istihdamına yönelik meslek kurslarına yoğun ilgi olduğunu vurgulayan Başkan Adıgüzel, belediye birimlerinde kadın çalışan ve yönetici sayısını artırmayı hedeflediklerini de belirtti.

Başkan Adıgüzel konuşmasına şu şekilde devam etti: "Kadın Sağlığı Merkezimizi çok önemsiyoruz. Bakanlığa başvuru yaptık. Yakın zamanda sizleri açılışına çağırıyor olacağız. Türkan Saylan Tıp Merkezimizi, kadın sağlığı merkezi üzerine şekillendiriyoruz. Ataşehir'de kadınların bir kooperatif kurması noktasında da hayallerimiz var. Onları teşvik ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki kadınların emeğini görünür kılmadan bir kenti ayağa kaldıramayız. Özellikle de şiddetle mücadelede de Ataşehir'de her kadınımızın her komşumuzun yanında olduğunu bir kez daha vurguluyoruz."

Attıkları imzanın, eşitlikten geri adım atmayacaklarının ilanı olduğunu söyleyen Başkan Adıgüzel, "Bu tarihi adımın Ataşehir'e, İstanbul'a ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" diyerek tüm emeği geçenlere teşekkür etti.

Ataşehir Kent Konseyi Kadın Meclisi Genel Sekreteri Gülsün Coşkun Yeter, toplantıda yaptığı konuşmada kadın mücadelesinin önemine dikkat çekerek, Türkiye'de 11 milyon kadının ev içi bakım yükümlülükleri nedeniyle iş gücüne katılamadığını vurguladı.

Ataşehir'in, Türkiye'deki 1405 belediye arasında bu sözleşmeyi imzalayan 88. belediye olduğunu belirten Gülsün Coşkun Yeter, "Bu rakam bize gösteriyor ki toplumsal cinsiyet eşitliği hâlâ yeterince anlaşılmış değil. Bu nedenle üzerimize daha fazla sorumluluk alıyoruz" ifadelerini kullandı.

41 Ülkede Uygulanıyor
2006 yılında CEMR tarafından hayata geçirilen Şart, Avrupa'da hizmet sunan yerel ve bölgesel yönetimlerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda somut adımlar atmasını hedefleyen siyasi niteliği güçlü bir belge olarak kabul ediliyor. CEMR, UCLG'nin Avrupa bölge örgütü olarak 41 ülkeden 60 ulusal birlik aracılığıyla 150 binden fazla belediyeyi temsil ediyor. Türkiye'de ise bu yapının muhatabı Türkiye Belediyeler Birliği.

Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı'nın öne çıkan maddeleri şöyle:
Kadın - erkek eşitliğinin sağlanabilmesi için hem doğrudan hem dolaylı tüm eşitsizliklerin ortadan kaldırılması ile adil, demokratik bir siyasi ve toplumsal yapı oluşturulmasının zorunlu olduğu vurgulanıyor. Karar alma süreçlerinde kadın ve erkeklerin dengeli bir biçimde temsil edilmesinin demokrasinin niteliğini artırdığı, ekonomik kalkınmayı güçlendirdiği ve sürdürülebilir gelişme için temel oluşturduğu belirtiliyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin tüm plan, program ve politikalara dâhil edilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Buna göre, hazırlanacak her türlü mevzuat, hizmet, program ve yerel politika kadınlar ve erkekler üzerindeki etkileri gözetilerek tasarlanmalı, uygulanmalı ve düzenli olarak izlenip değerlendirilmelidir. Bu yaklaşımın nihai amacının, kadınların ve erkeklerin hizmetlerden eşit biçimde yararlanmasını sağlamak ve eşitsizliklerin yeniden üretilmesini önlemek olduğu ifade ediliyor.

Demokratik hesap verebilirlik kapsamında, kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olmasının demokratik toplumların temel şartı olduğu belirtiliyor. Kadınların farklı yaş ve sosyal çevrelerden gelen bireyler olarak bilgi, beceri ve deneyimleriyle kamusal karar alma süreçlerine eşit şekilde katılmasının ve temsil edilmesinin gerekliliği vurgulanıyor.

Kadınların ekonomik hayatta hala erkeklerden daha az gelir elde ettiği ve kaynaklara daha sınırlı erişebildiği hatırlatılarak, özellikle düşük maliyetli konut hizmetlerinin kadınlar açısından kritik önem taşıdığına dikkat çekiliyor. Ayrıca tek ebeveynli ailelerin büyük bölümünde hane reisinin kadın olduğu, bu nedenle sosyal konut ve sosyal destek hizmetlerinde kadınların özel ihtiyaçlarının gözetilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, kadınlar ve kız çocuklarını orantısız şekilde etkileyen temel bir insan hakkı ihlali olduğu, bireylerin onuruna ve fiziksel - ruhsal bütünlüğüne yönelik ağır bir saldırı niteliği taşıdığı belirtiliyor. Şiddetin kökeninde, toplumsal yapılardan beslenen asimetrik güç ilişkileri ve bir cinsiyetin diğerine üstün olduğu yanılgısı bulunduğu vurgulanıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —