Spor, centilmenliğin ve dostluğun ön planda tutulduğu bir alandır. Erzurumspor'a yönelik gerçekleşen ve Türk futbolunu gölgede bırakan saldırılar, kesinlikle kabul edilemeyecek bir tutum sergilemektedir. Bu tür davranışların sporun değerleriyle uyuşmadığını ifade eden yetkililer, olayların faillerine karşı gerekli yaptırımların uygulanması gerektiğini vurgulamaktadır.
Sporun temelinde barış, kardeşlik ve centilmenlik yatar. Erzurumspor'a yapılan olumsuz eylemler, bu değerlerin ihlalini temsil ediyor. Profesyonel spor, sadece bir rekabet değil, aynı zamanda toplumun bir araya gelmesini sağlayan bir araçtır. Ancak ne yazık ki, son dönemlerde bazı bireylerin bu alanı kötüye kullanma eğilimleri gözlemleniyor. Bu çirkin saldırıların spor camiasında yarattığı olumsuz etki, sadece Erzurumspor'un değil, Türk futbolunun genel imajına da zarar vermektedir. Tüm bu sorunlar karşısında, sporun özüne uygun bir anlayışın hakim kılınması büyük bir önem arz ediyor.
Spor etkinliklerinde yaşanan şiddet ve saldırıların arkasında, genellikle bireysel hırslar ve düşük seviyede spor bilinci yatmaktadır. Yetkililerin, düzenli olarak bu tür olayların önlenmesi adına etkin çalışmalar yapması ve gerekli önlemleri alması elzemdir. Spor salonları ve stadyumlar gibi yerlerde, güvenlik önlemlerinin artırılması ve sporun ruhuna uygun bir atmosferin sağlanması gerekmektedir. Saldırıların ardından, faillerin tespit edilmesi ve ceza alması, toplumda bir bilinç oluşturması açısından önemlidir. Spor camiasının, baskıdan uzak bir şekilde kendini ifade etmesi ve rekabetin adil bir şekilde sürdürülmesi için gerekli olan tüm önlemler bir an önce alınmalıdır.
Erzurumspor, saldırıların ardından yalnız olmadığını bilmekte ve bu zor süreçte destek taleplerini iletmektedir. Spor kulüpleri, sadece oyuncular ve yönetimden ibaret değildir; aynı zamanda büyük bir aile ve topluluk duygusunu temsil eder. Bu nedenle, tüm spor severlerin, Erzurumspor'a sahip çıkma kararlılığı göstermesi çevreleyen durumu güçlendirebilir. Kulüp yönetimi, olayların takipçisi olduklarını belirtirken, şiddetin önlenmesi adına alınacak tedbirlerle ilgili de kamuoyunu bilgilendirmektedir. Türk futbolunun geleceği için birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, sadece kulüplerin değil tüm paydaşların sorumluluğundadır. Bu anlamda, herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir.