Açıklamada, kararın hem Anayasa'ya hem de uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu vurgulandı. Aralarında Artvin Barosu da yer aldı.
Artvin Barosu Başkanı Av. Handan Demiral Almalı, yaptığı açıklamada, gazeteciliğin suç olmadığını ve ifade özgürlüğünün yargı yoluyla baskılanamayacağını belirtti.
Baroların ortak açıklamasında, Altaylı hakkında hazırlanan iddianameye dayanılarak verilen mahkûmiyet kararının, temel hak ve özgürlüklere ağır bir müdahale niteliği taşıdığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca, gazetecilerin siyasi içerikli eleştiri ve açıklamalarının AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay içtihatları gereği geniş koruma altında olması gerektiği hatırlatıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Tutuklama, zorunlu hallerde başvurulabilecek geçici ve istisnai bir koruma tedbiridir. Mahkûmiyet kararıyla birlikte tutukluluk halinin devamına karar verilmesi, ölçülülük ve istisnailik ilkelerini ihlal etmektedir. Bu durum, tutuklamanın amacını aşarak adeta bir cezalandırma aracına dönüştüğü izlenimini yaratmaktadır."
Barolar, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hükmü ve uygulanan tutukluluk kararının, "suçta ve cezada kanunilik" ilkesini ve adil yargılanma hakkını zedelediğine dikkat çekti. Açıklamada ayrıca, son dönemde muhalif gazetecilere, siyasetçilere, belediye başkanlarına ve sanatçılara yönelik soruşturma ve kovuşturmalarda yargının araçsallaştırıldığı endişesinin arttığı belirtildi.
Barolar, açıklamalarını şu sözlerle tamamladı:
"Gazetecilik faaliyetinin suç olmadığını, yargının araçsallaştırılmasına ve keyfi kısıtlamalara karşı olduğumuzu, hukukun üstünlüğünü; demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerini savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."