2026-2027 yıllarını kapsayacak toplu sözleşme görüşmelerinin Ağustos ayında başlayacağını hatırlatan Özay, bugüne kadar yürütülen toplu sözleşme süreçlerinin kamu emekçileri için hayal kırıklıklarıyla sonuçlandığını belirtti. Özay, "Toplu sözleşmeler yıllardır maaş zammına indirgeniyor. Demokratik, sosyal ve özlük haklarımız sistemli bir şekilde öteleniyor." ifadelerini kullandı.
OECD ülkeleri arasında en düşük gelir seviyesine sahip eğitim ve bilim emekçilerinin Türkiye’de mesleki itibar kaybı yaşadığını söyleyen Özay, "Bir milyonu aşkın öğretmen, akademisyen ve eğitim çalışanı borç içinde, ek iş yaparak geçinmeye çalışıyor." dedi.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve kamu emekçilerine dayatılan güvencesizlik politikalarını eleştiren Özay, yetkili sendikaların kamu emekçilerinin gerçek taleplerini masaya taşımadığını belirtti.
Eğitim Sen’in öncelikli taleplerini sıralayan Özay, şunları vurguladı:
En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, maaş kayıpları telafi edilmeli.
Ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalı, ek ders ücretleri artırılmalı.
Gelir vergisi dilimleri adil hale getirilmeli.
Kira yardımı dahil sosyal yardımlar artırılmalı.
Ücretli, sözleşmeli ve vekil öğretmenlik kaldırılmalı, tüm öğretmenler kadrolu ve güvenceli çalışmalı.
Öğretmen alımında mülakat ve güvenlik soruşturması kaldırılmalı.
3600 ek gösterge tüm eğitim ve bilim emekçilerine verilmeli.
Kamusal ve ücretsiz kreşler açılmalı.
Kadınlara yönelik mobbing ve ayrımcılığa karşı etkin yasal düzenlemeler yapılmalı.
Eğitimin ticarileştirilmesine ve ÇEDES benzeri projelerle dinselleştirilmesine son verilmeli.
Her öğrenciye ücretsiz, sağlıklı bir öğün yemek ve temiz su sağlanmalı.
En az 150 bin öğretmen ataması acilen yapılmalı.
Özay açıklamasında, toplu sözleşme sürecinin sadece yetkili sendikanın değil, tüm kamu emekçilerinin ortak mücadelesiyle yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak yetkili sendikaya şu çağrıda bulundu:
"O masaya kamu emekçilerinin gerçek talepleriyle oturun. Masada yetki sahibi olabilirsiniz ama meşruiyetin sahibi biziz."
Eğitim Sen olarak toplu sözleşme sürecini yalnızca ağustos ayıyla sınırlı görmediklerini belirten Özay, grevli toplu sözleşme hakkı başta olmak üzere tüm talepler için mücadeleyi her alanda sürdüreceklerini kamuoyuna ilan etti.