Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinin de katıldığı uluslararası bir araştırma ekibi, Neolitik Dönem’in Batı Anadolu ve Ege’deki yayılım süreçlerine dair önemli bulgular elde etti. Saygın bilim dergisi Science’ta yayımlanan çalışma, kültürel ve genetik dinamikleri çok boyutlu bir yaklaşımla ele alarak bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı.
Çalışma, Neolitik yaşam biçimlerinin Anadolu’dan Ege ve Avrupa’ya yayılma süreçlerini uzun süredir tartışmalı olan birçok soruya açıklık getiriyor. Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Taner Korkut, Prof. Dr. Burçin Erdoğu, Arş. Gör. Dr. Uygar Ozan Usanmaz ve Dr. Yasin Cemre Derici, projeye Tlos Antik Kenti kazılarında ortaya çıkan “Girmeler Höyük” buluntularıyla katkı sağladı.
Araştırmada Orta ve Batı Anadolu’daki 11 Neolitik yerleşimden elde edilen 30 antik DNA örneği, daha önceki çalışmalarla birlikte analiz edilerek erken Holosen dönemine ait genetik süreklilik ve dönüşüm süreçleri incelendi. Bulgular, Batı Anadolu’da yerel avcı-toplayıcı toplulukların yaklaşık 9 bin yıl önce Orta Anadolu’dan gelen tarımcı topluluklarla hem kültürel hem de biyolojik olarak kaynaştığını ortaya koydu. Likya Bölgesi’ndeki bazı yerleşimlerde ise yerel halkın Neolitik yaşam biçimine kültür alışverişi yoluyla geçtiği belirlendi.
Araştırma ayrıca kültürel benzerliklerin genetik benzerliklerle her zaman örtüşmediğini ortaya koydu. Batı Anadolu’daki mimari, gömü adetleri ve taş alet teknolojisi gibi kültürel unsurların, topluluk hareketlerinden ziyade fikir alışverişi ve bölgesel iletişimle yayıldığı tespit edildi. Bu bulgu, arkeolojide sıkça kullanılan “çömlek insan değildir” tezini genetik verilerle destekleyen nadir örneklerden biri olarak değerlendiriliyor.
Girmeler Höyük, Tlos Antik Kenti’nin kuzeyinde iki karstik mağara ve höyükten oluşan yerleşim alanı olarak önemli veriler sunuyor. Yapılan kazılar, höyüğün MÖ 14. binyılda iskan edildiğini ve Anadolu’nun batısında Mezolitik dönemin üzerine Neolitik ve Kalkolitik dönem izlerini taşıdığını ortaya koydu. Kalkolitik dönem sonrası yerleşim izleri büyük ölçüde tahrip olsa da yüzeye yakın katmanlarda Demir Çağı, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemi buluntularına rastlanıyor.
Araştırma, Batı Anadolu’nun yalnızca bir geçiş alanı olmadığını, yerel toplulukların aktif katılımıyla özgün bir kültürel ve genetik sentez alanı olduğunu kanıtlayarak, Neolitik yaşam biçiminin Avrupa’ya yayılımına dair çok katmanlı süreci ortaya koyuyor.