Çelik, bu fiyatın üreticilerin gerçek maliyetlerini karşılamadığını belirterek, "Bir üretici olarak bu fiyatı kabul etmemiz mümkün değil" dedi.

Çelik, yaş çay üretim sürecinin tüm aşamalarındaki maliyetlerin göz ardı edildiğini vurgulayarak, “Çay üretiminin tarladan satışa kadar olan tüm maliyetleri hesaplanmadan açıklanan bu fiyat, üreticinin emeğini karşılamıyor. İşçilik yevmiyesi, gübre, makas, torba, makine, nakliye ve tarla bakımı gibi tüm kalemler dikkate alındığında, maliyet en az 20 TL’yi buluyor. En önemlisi de yağmur çamur demeden verilen beden gücü ve el emeği var. Bu fiyat, üreticinin emeğinin karşılığı olamaz” dedi.

Rize Ziraat Odası'nın açıkladığı maliyet hesabının dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken Çelik, siyasi partilerin ve üreticilerin görüşlerinin alınmamasını eleştirdi. "Çaykur’a söz hakkı verilmiyor, bari haladaki teyzeye sorsalardı. Çünkü asıl emeği verenler onlar" şeklinde konuştu.

Çelik, karar mekanizmalarında üreticinin sesinin duyulmadığını belirterek, “Koleti peyniriyle diploma alıp başkanlık yapanlar, valinin ve bakanın önüne geçebiliyor. Haliyle Çaykur’un da önüne geçiyorlar. Bu yüzden taban fiyat bu kadar düşük kalıyor" dedi.

Çelik, açıklamasının sonunda yaş çay fiyatının en az 30 TL olması gerektiğini belirterek, “Yaş çayda taban fiyat en az 30 TL olmalıydı, bilemediniz 28 TL. Bunun altındaki her rakam, yaklaşık 2 milyon çay üreticisini bir kez daha mağdur etmektir” ifadelerini kullandı.

Çelik, yaş çay üreticilerine destek çağrısını yineleyerek, hükümete bu konuda adım atma çağrısında bulundu.