CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Rize ve Doğu Karadeniz’de devam eden yaş çay kampanyasında üreticilerin karşı karşıya kaldığı fiyat sorunlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gündeme taşıdı. Ocaklı, geçmişte bir kilo yaş çayla bir kilo zeytin alınabildiğini hatırlatarak, bugün gelinen noktada üreticinin emeğinin ciddi şekilde değersizleştirildiğini vurguladı.
“205 Bin Üreticinin Alın Teri Sömürülüyor”
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde faaliyet gösteren yaklaşık 205 bin çay üreticisinin emeğinin adeta hiçe sayıldığını belirten Tahsin Ocaklı, ÇAYKUR’un uyguladığı kontenjan nedeniyle özel sektörün yaş çay alım fiyatlarını 25,44 TL'den 16-17 TL seviyelerine kadar düşürdüğünü ifade etti. Ocaklı, çay üreticilerine yönelik destekleme ödemelerinin ise tamamen kaldırıldığını belirterek, hükümetin mevcut uygulamalarının çay tarımını sürdürülemez hâle getirdiğini söyledi.
“Soyut Değil, Somut Çözümler Bekleniyor”
Milletvekili Ocaklı'nın sorunları TBMM gündemine taşıması takdirle karşılanırken, kamuoyunda çözüm önerilerinin daha açık ve ölçülebilir olması yönünde beklentiler oluştu. Vatandaşlar, genel söylemler yerine doğrudan hayatlarına dokunan net vaatler görmek istiyor. Bu kapsamda, “İktidarımızda bir kilo yaş çayla en az yarım kilo zeytin alınabilecek bir ekonomik denge sağlanacaktır” şeklinde taahhütlerin önem kazandığı ifade ediliyor.
Ekonomik Gerçekler Güven Sorunu Yaratıyor
Mevcut ekonomik koşullarda yurttaşların ciddi geçim sıkıntısı yaşadığı, buna rağmen muhalefete karşı güven sorununun sürdüğü görülüyor. Bu güvensizliğin aşılması için muhalefet partilerinin daha gerçekçi, hesap verebilir ve somut politikalar sunması gerektiği belirtiliyor.
Kamuoyunda öne çıkan bazı somut beklentiler şöyle sıralanıyor:
Yaş çayın kilogram fiyatının 2 dolar seviyesine çıkarılması
Asgari ücretin en az 1.000 dolar düzeyine yükseltilmesi
En düşük emekli maaşının 1.200 dolar olması
Öğretmen maaşlarının 3.000 dolara ulaşması
Otoyolların ücretsiz hâle getirilmesi
Eğitim ve sağlık hizmetlerinin kamulaştırılması
“Siyaset, Günlük Hayata Dokunmalı”
Uzmanlara göre, vatandaş artık kişilere ya da adaylara değil, çözüm üretebilecek siyasi iradeye ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle, çevre, maden sahaları gibi yıllardır süregelen tartışmaların toplum nezdinde eski etkisini yitirdiği, halkın önceliğinin ekonomik güvenlik ve yaşam kalitesi olduğu vurgulanıyor.
Sonuç olarak; halkın güvenini kazanmak ve gerçek bir değişim yaratmak için, siyasi söylemlerin doğrudan yaşamla ilişkili, ölçülebilir ve net vaatler içermesi gerektiği ifade ediliyor.
